Yakın Tarihte Yapılmış Dehşet Verici Deneyler


5. Kediyi bir telefona dönüştürme deneyi

Ernest Glen Wever ve Charles W. Bray isimli iki bilim insanı, 1929 yılında bir kediyi telefona dönüştürme deneyi gerçekleştirir. Deney kapsamında ilk olarak kedinin kafatasından bir parça çıkaran ikili, daha sonra hayvanın işitme sinirlerine ve bedenine birer elektrot yerleştirir ve bu elektrotlar 18 metre uzunluğundaki kablolarla bir amplifikatöre bağlanır. Böylece kedinin kulağına gelen bir ses, amplifikatörün bulunduğu odada da duyulur hâle gelir.
Deneyin netice olarak sesi mükemmel bir kalitede aktarmayı başardığı kaydedilir ve komutlar kedi aracılığıyla basitçe aktarılabilir. İkili daha sonra kediyi öldürerek ses aktarımını tekrar dener ve sonuç olarak yalnızca canlı kedilerin telefon olarak kullanılabildiği anlaşılır. Amaç neydi derseniz, belki casusluk, belki de yalnızca merak, kim bilir...

4. I. Dünya Savaşı zamanı yüz nakli

I. Dünya Savaşı zamanında ve sonrasında şarapnelle yaralanan 3,000 civarı asker, İngiltere'de bulunan Queen's Hospital'da ameliyat edilmiş ve yaralarından arındırılmaya çalışılmıştır. Görsel olarak şok edici olan bu yaraların operasyonla iyileştirilmesi o zamanlar için çığır açan bir uygulama olarak görülmektedir. .
Bu operasyonların en etkileyici olanlarından bir tanesi, Teğmen William Spreckley üzerinde gerçekleştirilendir. Yüzüne isabet eden mermiyle burun ve yanaklarında deformasyon meydana gelen teğmenin kaburgalarından alınan kıkırdak doku yüzüne yerleştirilmiş ve yeni bir burun meydana getirmek için kullanılmıştır. Üç yıl süren operasyonların ardından 1920 yılında taburcu edilen teğmenin yeni görünümü herkesi hayret içinde bırakmıştır.

3. Karanlıkta parlayan domuz deneyi

Tarihte pek çok bitki ve hayvan genetik mutasyona uğratılarak karanlıkta parlamaları sağlanmıştır. Bunlar arasında tavuklar, tütün bitkisi, fareler ve en ilginci domuzlar bulunmaktadır. Ulusal Tayvan Üniversitesi'nin Hayvan Bilimi ve Teknolojisi bölümünden araştırmacılar, 2006 yılında denizanalarından aldıkları genetik bilgiyi domuz embriyosuna aktararak üç domuzun karanlıkta yeşil renkte parlamasını sağlamışlardır.
Daha da ilginç olan ise, bilim insanlarının domuzların iç organlarının da parladığını keşfetmeleridir. Domuzların farklı renklerde parlaması için gerçekleştirilen deneyler aslında daha eski zamanlara dayansa da, Tayvan Üniversitesi araştırmacıları, kendi çalışmalarının bugüne kadar yapılanlar arasında en başarılısı olduğunu düşünmektedir ve bu genetik aktarımın hastalıkların tedavisi konusunda yol gösterebileceğini öne sürmektedir.

2. Farelere insan kulağı nakli

"Vacanti Faresi" adı verilen ve 1997 yılında yürütülen çalışmalarda kullanılan bu fare, bedenine bir insan kulağının başarıyla nakledildiği ilk hayvandır. Üzerinde bulunan kulak, üç yaşındaki bir çocuk kulağı büyüklüğündedir ve kulak şeklinde büyümesi sağlanan kıkırdak doku bir inekten alınmıştır.
Bu çalışma, insanlardaki kayıp organların tekrar geliştirilmesi için düşünülmüş ve başarıya ulaşmış bir çalışmadır. Kaybedilen ise, büyük ihtimalle sırtında bir insan kulağı bulunmasını istemeyecek bir fare olmuştur.

1. MK Ultra Projesi

MK Ultra, yıllar boyunca CIA tarafından yürütülen ve insanların davranışsal şekillenmesini ve yönlendirilmesini araştıran projenin adıdır. Proje kapsamında, 1953-1973 yılları arasında insanların zihnini yönetmek için çeşitli metodlar denemiş ve denekler genellikle ABD ve Kanada vatandaşları arasından seçilmiştir. Rızaları alınmadan projeye dahil edilen bu insanlar, hipnoz, duyusal yoksunluk, işkence, sözlü ve cinsel taciz kullanılarak ve LSD verilerek test edilmiş, üstelik bu insanlık dışı deneyler devletin hastanelerinde ve üniversitelerinde yürütülmüştür.

Önceki yazı
« Prev Post
Sonraki yazı
Next Post »
Yorumunuz İçin Teşekkürler